NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَمَّامٌ
عَنْ
قَتَادَةَ
بِمَعْنَى
إِسْنَادِهِ
أَنَّ
رَجُلَيْنِ
ادَّعَيَا
بَعِيرًا
عَلَى عَهْدِ
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَبَعَثَ
كُلُّ وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
شَاهِدَيْنِ
فَقَسَمَهُ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَيْنَهُمَا
نِصْفَيْنِ
(Bir
önceki hadisdeki senedle) Katâde'den rivayet olunduğuna göre;
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) zamanında iki adam bir deve üzerinde hak iddia etmişler ve (ikisi de)
iki (şer) şahit (bulup) göndermişler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) o deveyi bu
iki kişi arasında eşit olarak paylaştırmış.
İzah:
İbn Reslan’ın
açıklamasına göre; mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifle 3613 numaralı
hadis-i şerifte anlatılan olay aynıdır. Her ne kadar 3613 numaralı hadis-i
şerifte "davacıların ikisinin de şahidi yoktu" derken, burada her
ikisinin de ikişer şahidi olduğundan bahse-diliyorsa da aslında bu iki ifade
arasında bir fark yoktur. Çünkü netice itibariyle her iki hadiste anlatılmak
istenen mana birdir. Şöyle ki, 3613 numaralı hadis-i şerifte taraflardan
hiçbirisinin davasını isbatlayacak bir şahidi bulunmadığı ifade edilirken,
burada da şahitler sayı itibariyle denk olduğundan birisi lehine hüküm vermek
mümkün olmadığı, taraflardan hiçbirisinin davayı isbatlayacak ve kazandıracak
bir şahit getirmediği, bir başka ifadeyle, tarafların şahitleri eşit
olduklarından yok hükmüne düştükleri ve Hz. Nebi'in de bu sebeple hayvanı
taraflar arasında eşit olarak paylaştırdığı ifade edilmektedir.
Ayrıca bu hadislerden
birinin, dava konusu olan hayvanın taraflardan birinin elinde olması, diğerinin
ise hayvanın tarafların dışında üçüncü bir şahsın elinde olmasıyla ilgili
olması da mümkündür. Nitekim Nesâî'den rivayet edilen bir hadis-i şerif bu
manadadır. Esasen bu ihtimal diğerinden daha da kuvvetli görünmektedir.
Hattâbî de bu mevzuda
aynen böyle düşünmektedir. Kendine ait olmadığını ve ihtilâfa düşenlere ait
olduğunu itiraf eden bir kimsenin elindeki mal için tarafların birer şahit getirmeleri
halinde nasıl hüküm verileceği konusunda fıkıh âlimleri ihtilâfa düşmüşlerdir.
Ahmed b. Hanbel
ileîshak b. Râhûyeh'e göre, bu gibi durumda taraflar arasında kur'a çekilir,
kur'a kime çıkarsa hak onun olur.İmam Şafiî’ nin eski görüşü de budur, yani
mezhebinde iki görüş rivayet edilmiştir:
1) Bu meselede hayvan
taraflar arasında eşit olarak taksim edilir. Hanefî ulemasıyla Süfyân-i Sevrî
de bu görüştedir.
2) Aralarında kur'a
çekilir, kur'a hangisine çıkarsa, ona iddiasında doğru olduğuna dair yemin
etmesi teklif edilir. Yemin ederse onun lehine hüküm verilir.
İmanı Mâlik,
"Üçüncü bir şahıs elinde bulunan bir mal hakkında hak iddia ederek
davalarını ispat için birer şahit getiren taraflar hakkında ben hüküm
vermem" demiştir. Ancak ondan bu durumda şahitleri en adil ve en salih
olan tarafın lehine hüküm verileceği de rivayet olunmuştur.İmam EvzaF ye göre,
şahidi daha çok olan tarafın lehine hüküm verilir.
Şa'bî'den, taraflardan
her birinin şahidi nisbetinde hisse alacağı rivayet edilmiştir.